18 Mart 2009 Çarşamba

Samsun Kültür Mantarı Satış Noktası

Mantar nedir ?

Bilim adamlarının üzerinde uzun yıllar tartıştığı ve halen bir karara varamadığı bir konudur mantarların ne olduğu. Mantar nedir? Bir bitki mi yoksa hayvan mı? Yoksa ikisi de değil de kendi başına bir varlık mı? Mantarlar,hayvanlar ve bitkiler alemi arasında yer alan canlılar olarak kabul edilmektedir. Hareket etme yeteneklerinin olmayışı hücrelerinin çevresinde bir çeperin varlığı sporla çoğalmaları nedeni ile bitki olarak kabul edilirken klorofil içermemeleri kök gövde yaprak gibi organlarının bulunmayışıyla bitkilerden farklılık gösterdiği ileri sürülmektedir. Mantarlar kök gövde yaprak tohum gibi organlara sahip değildir. Üremeleri sporlar ile ya da tomurcuklanma ile gerçekleşir.Aşağıdaki şekilde Beyaz Şapkalı Mantar (Agaricus bisporus)’un sporlar ile üremesi şematize olarak görülmektedir. Sporlarmantarlar için yüksek yapılı bitkilerdeki tohum gibidir. Mantarlar bu yapıdan meydana gelirler. Şapkalı mantarların şapkalarının hemen altında Lamel denilen bir yapı bulunmaktadır. Sporlar bu yapıda oluşurlar. Olgunlaştıktan sonra rüzgar gibi çevre faktörlerinin etkisi ile etrafa yayılırlar. Uygun ortam bulduklarında çimlenerek “Primer misel” adı verilen yapıyı oluştururlar. Bu yapıdan ise “Sekonder misel” adı verilen yapılar meydana gelir. Üstün yapılı bitkiler denilen kökgövde yaprak gibi yapılara sahip olan bitkilerdeki toprak altı organları mantarlardaki miseller olarak düşünülebilir. Misellerin toprak altında yayılımının ardından mantarın toprak üstü organları olarak kabul edebileceğimiz yapılar oluşmaya başlar. Toprak üzerinde ilk meydana gelen yapıya “Primordium” adı verilir. Bu yapı olgun mantarın taslağı şeklindedir. Primordiumun gelişmesi ile genç ve olgun mantar meydana gelir. Çok basit olarak anlatılan bu oluşum her mantar için geçerli olmasa da en çok bilinen türleri barındıran ve mantarların sistematikte alt bölümü olan “Basidiomycotina” için aşağı-yukarı aynıdır. Mantarların tomurcuklanma ile üremesi için günlük hayatımızda hamur peynir vs. yapımında yararlandığımız maya mantarlarının üremesi verilebilir.. Tomurcuklanma maya hücresinin tepesinde bir tomurcuk oluşması ile başlar. Ardından çekirdek bu tomurcuğa doğru uzamaya başlar. Uzama sürerken hücre ve çekirdek organelleri kendilerini eşlerler. Eşlemeler yeni oluşacak hücre içindir. Ardından çekirdek ve hücre ikiye ayrılır ve yeni hücre meydana gelir. Bu olay birbiri ardınca devam ederek bir hücreden birçok yeni hücre meydana gelir. Yoğurt ve peynir vs. yapımında beklemenin nedeni bu maya hücrelerinin tomurcuklanarak kendilerini eşlemeleri içindir. Mantarların şekilleri ve büyüklükleri de birbirinden farklıdır. Beyaz şapkalı mantarlar çıplak gözle rahatlıkla görülebilirken maya mantarları gibi tek hücreli mantarlar ancak mikroskop ile teşhis edilebilir. Sol tarafta görülen Zeytin mantarı (Pleurotus olearius) çıplak gözle görünür ve farklı bir yapıdadır. Sağ tarafta ise Aspergillus cinsi mantarın fotoğrafı görülmektedir. O kadar küçüktür kibu görüntü ancak elektron mikroskobu ile elde edilebilmiştir. Mantarların beslenme şekli de üstün bitkilerden çok farklıdır. Üstün bitkiler gibi klorofil barındırmadıklarından kendi besinlerini kendileri elde edemezler. Bu nedenle besinlerini başka canlılar üzerinde parazit ve çürükçül olarak sağlayabilirler. Kültür mantarlarının yetiştirilmesi için farklı ortamların sağlanmasının nedeni budur. Mantarların bu özelliklerinin biyolojik denge açısından büyük önemi vardır. Büyük yapılar bu şekilde parçalanarak küçülmekte ve bitkiler tarafından tekrar kullanılmaktadır.
Ancak mantarların bu özelliklerinin büyük zararları da vardır: Aspergillus ve sol tarafta elektron mikroskobu ile çekilmiş fotoğrafı görülen penicillium hastalık etmenidir. Pek çok mantar türünün insanlarda hayvanlarda ve bitkilerde hastalık yaptığı bilinmektedir. Bununla beraber Aspergillus ve Penicillium gibi mantarların bazı türleri aynı anda büyük faydaları olan mantarlardır. Özellikle beslenme sanayiinde sık kullanılan “Glutamit asit” bu mantarlar tarafından senaaalenir.


Mantarın Yetiştirildiği Yerler

Mantar sıcaklık ve nem miktarı kontrol altında tutulabilen havalandırılması kolay güneş ışığı almayan yerlerde yetiştirilebilirler. Mağaralar soğuk hava depoları ışığa karşı yalıtılmış seralar tünel ve galeriler kümesler depolar ambarlar bodrumlar ve modern mantar işletmeleri mantar üretimi yapılabilen yerlerdir. Eğer yetiştiricilik için yeni bir tesis kurulmayacak ise mevcut yer ve binanın seçiminde aşağıdaki özellikler göz önünde bulundurulmalıdır: Seçilen yer aydınlatma havalandırma ortam nemlendirilmesi ve temizlik için su ve elektrik gibi enerji kaynaklarına sahip ve ulaşım sorunu olmamalıdır. Yapılar nem ortamının sağlanması için ıslatmaya uygunluğu ve zararlıların yuvalanmaması açısından tamamen betonarme olmalıdır. Yapılardaki çatlak kırık dökük yerler onarılmalı kapı ve pencereler straforla izole edilmelidir. Tavan yüksekliği en az 250 metre olmalıdır. Tabanda atık suyun gideceği bir kanal olmalı şayet yoksa suyun toplanıp alınacağı bir çukur açılmalıdır. Seçilecek ısı sisteminin bacalı ya da bacasız olmasına bağlı olarak baca sisteminin ve havalandırma içinde karşılıklı havalandırma vantilatörlerinin takılacağı deliklerin açılması gerekir. Mantar yetiştirme odasına girmeden önce ayakların dezenfekte edileceği iş önlüğünün giyileceği devamlı aydınlık gerektiğinde kullanılabilecek bir ön oda oluşturmakta fayda vardır.


Mantarın Faydaları

Mantarın, insan sağlığını koruyucu B kompleks vitaminleri ve C vitamini yönünden zengin bir besin maddesi olduğu bilinmektedir.
Yüksek oranda folik asit ihtiva eden mantarın, anemi olgularının iyileştirilmesinde de kullanıldığını belirtmekte fayda vardır.
Mantar proteininin hazm olabilme değerinin, yüzde 72- 83 arasında olduğunu ve bu proteinin, insanın beslenmesi için gerekli olan hemen hemen bütün aminoasitleri içerdiğini belirten uzmanlar, Mantar, özellikle bu yönüyle diğer sebze türleri arasında en yüksek besin değerine sahiptir. Mantar, kalsiyum, fosfor, potasyum, demir ve bakır yönünden azımsanmayacak ölçülerde mineral içerir. Düşük karbonhidrat ve yağ oranı nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında, kandaki şeker düzeyini düşürme özelliği nedeniyle de şeker hastalıklarında diyet öğesi olarak önermektedirler.
Mantar zehirlenmelerine karşı tanınmayan mantarların yenmemesi, özellikle kültür mantarlarının tüketilmesine dikkat etmekte fayda vardır.
Et yerine mantarEn iyi bitkisel protein kaynaklarından biri olan ve bünyesinde yağ bulunmayan mantar, kanser ilaçlarının üretiminde de kullanılıyor
Mantarın bilinen en iyi bitkisel protein kaynağı olduğunu belirten uzmanlar, “Vücut, hayvansal gıdalarla, protein kadar da yağ alıyor, ancak mantarda yağ oranı neredeyse sıfır. Mantarla vücut, saf protein alır” demektedirler.
Hayvansal gıdalarla alınan yağların damar tıkanıklıklarına yol açtığını söyleyen Buzmanlar: “Kırmızı veya beyaz et yediğimiz zaman vücudumuz yüksek oranda yağ alıyor. Bu yağlar, doymuş yağlarla birlikte geliyor ve kalp damar tıkanıklıklarına yol açıyor. 100 gram etten alınan protein oranı yüzde 17-20 civarında değişirken, alınan yağ da aynı miktarda oluyor. Oysa tamamen bitkisel olan mantar ile hemen hemen yüzde sıfır oranında yağ ile yüzde 5 protein geliyor. Mantar tüketerek yüzyılın hastalığı kalp ve damar tıkanıklıklarından korunabilirsiniz.”
Mantarın ayrıca vücudun ihtiyacı olan C, B1, B2, B6 ve D vitaminleri açısından da oldukça zengin olduğunu belirten uzmanlar, mantarın bünyesinde bol miktarda amino asit bulundurduğunu ve kansızlığa da iyi geldiğini ifade etmektedirler..
Özellikle kültür mantarı yetiştiriciliğinin çok kolay olmasına rağmen yeterince üretimin yapılmadığını vurgulayan uzmanlar “Nüfus sayımız çok yakın olan İngiltere’de üretim 300 bin ton, yani bizden 10 kat fazla. Böylesine önemli bir bitkisel ürünün mutlaka teşvik edilerek, daha fazla üretimi ve tüketimisağlanmalı” demekteler.Özellikle sağlığına dikkat edenler formda kalmak isteyenler için mantar vazgeçilmez bir besindir.


Samsun Kültür Mantarı Satış Noktası
Samsun/Merkez
0362 230 56 99
0545 821 59 31

11 Mart 2009 Çarşamba

Çaykara


İLÇENİN GENEL OLARAK TANITIMI
TARİHİ VE COĞRAFİ DURUM
İlçenin tarihi, genelde Trabzon’un tarihi ile ilişkilidir. Tarihi bilgilere göre İlçemiz, Eti’ler den itibaren birçok Kavimlerin uğrağı olmuştur. Peçeneklerin ve Bizanslıların hakimiyeti altına girmiş tir. En son olarak 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u Rum Pontus İmparatorluğundan alması ile kesin olarak Osmanlı İmparatorluğundan alması ile kesin olarak Osmanlı İmparatorluğunun yönetimine geçmiştir. Bu dönemde İlçemiz halkının İslamlaşması için Maraş İlinden gelen Alperenlerin, Şeyhlerin bu yörede geniş çapta propaganda faaliyetleri sürdürdükleri rivayetlere dayanır. Yine Kemer dağında Maraşlı köyünde ve Of İlçesinin Eski Pazar Kasabasındaki mezarların bu Alperenlere ait olduğu rivayet edilir.

1915 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında İlçemiz Rus ordularının işgaline uğrar. İlçemizin 27 km güneyindeki Sultanmurat yaylasında bulunan “Şehitler Tepesi” bu savaşta şehit düşen Türk Askerlerinin ölümsüz anıtıdır.

İlçemiz 1925 yılına kadar Of İlçesine bağlı bir köy iken, 1925 yılında Bucak, 01.06.1947 yılında 5071 sayılı kanunla İlçe statüsüne kavuşmuş, 01.01.1948 tarihinde fiilen teşkilatlandırılmıştır.27 Şubat İlçemizin kurtuluş günü, 23 Haziran Sultanmurat Şehitlerini anma günü olarak kutlanmaktadır.

İlçe “ Çaykara” adını Solaklı ve Yeşilalan derelerinin birleştiği yere yakın taşların arasından çıkan “Çaykara Suyu’ndan” almıştır. İlçe olmadan önce Rumca’da “Aşağı köy” anlamında “Kadahor” adıyla bilinirdi.


İlçemiz, dağlık, yamaç ve kayalık bir yapıya sahiptir. Trabzon ili’ne 75 km uzaklıktadır. İlçe Merkezi denizden 280 m yükseklikte olup, 25 km içeridedir. Of ilçesinden Bayburt İli İstikametine uzanan vadinin içinde kurulmuştur.

Soğanlı dağları ve Uzungöl bucağının doğu ve güneyinde bulunan dağlardan çıkan sular, Ataköy kasabası yakınından birleşerek Solaklı Çayı adını alır ve Of ilçesinde denize dökülür. Solaklı çayının yatağı dar olduğundan, bu çayın kenarında bulunan İlçemizde yerleşim alanı dardır. Trabzon ilinin deniz sahilinden içeride olan 6 ilçesinden biridir. İlçenin 420 km2.lik bir yerleşim alanı vardır.Of -Dernekpazarı-Çaykara-Bayburt Devlet Karayolu Solaklı Çayı’nı takip eder. Bayburt ili sınırları içinde bulunan Soğanlı Dağlarının yüksekliği 3.000 metre yi bulur.


Genç Çaykaralılar

Tüm Trabzon ve Karadeniz'e gönül vermiş gönül dostlarını bekleriz.

Sitemizde yorumlarınızı ve paylaşımlarınızı bekliyoruz.

Sitemiz hayırlı olsun..